AK Parti eski milletvekili Hakan Şükür, FETÖ örgüt üyeliğinden dolayı firar edip ABD’ye yerleşmişti. Türkiye’deki tüm servetine el konulan Hakan Şükür, ABD’de taksicilik yaparak geçinmeye çalışıyordu. Hakan Şükür maddi anlamda çok sıkıntı çektiğini son dönemde sıklıkla dile getirip ‘Türkiye’den getirdiğim gömlekle geziyorum’ demişti.
Youtube üzerinden yayın yapan Hakan Şükür son dönemde Türk medyasına çıkma peşindeydi. “10 yıldır Türk televizyonlarına çıkarılmıyorum’ diyen Hakan Şükür, bu yasağı TV5 kanalı ile deldi. Saadet Partisi’nin yayın organı olan TV5 kanalında Mehmet Ali Kayacı’nın sunduğu ‘Düşünme Vakti’ programına çıkınca ortalık karıştı. RTÜK kanal hakkında soruşturma başlatırken TV5 yönetimi Hakan Şükür röportajını silip, ‘fiili bir durum oluştu, sunucu izin almadan yayını yaptı’ deyip suçu Mehmet Ali Kayacı’ya yıktı.
Türkiye medyası TV5 yayını konuşurken, Hakan Şükür, olay olan yayını “surda bir gedik açmak” olarak yorumladı. Programı yapan Mehmet Ali Kayacı’nın kendisini aradığında şaşırdığını belirten Hakan Şükür, kendisine Türk televizyonlarının uyguladığı sansürü bu yayınla deldiğini söyledi. Hakan Şükür, kendisiyle röportaj yapan Mehmet Ali Kayacı’ya da destek çıkarak şunları söyledi:
-Beni telefonumu bulup aramış. Hiç görmediğim tanımadığım biri. Gördüğüm ve anladığım kadarıyla vicdanlı bir gazeteci. Bu yayın daveti için çok heyecanlandım. Türkiye’de yıllar sonra bir kanala çıkabilecektim. 10 seneye yakın Türk televizyonlarına çıkamıyorum.
Hakan Şükür’ün olay yaratan TV5 kanalındaki yayını silindi. Suçu sunucuya atan Saadet Partisi’nin yayın organı TV5, TRT’nin Osman Öcalan yayınının arkasına sığında. Hakan Şükür ise yaptığı bu açıklamalar ile Saadet Partisi’ni kendi çıkarları için kullandığını ortaya koymuş oldu.
Hakan Şükür, TV5 yayınıyla ilgili twitter hesabından da ‘surda gedik açtık’ diyerek şunları yazdı:
-İstibdat rejimi TV5 röportajımı yayından kaldırdı. Bunun üzerine TS 22.00’da yayın “Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! Ey kahpe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!… Kırdım zincirimi, Hoşgeldin hürriyet.”