Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, AA muhabirine, kene kaynaklı patojenler ve sebep olduğu hastalıkların global anlamda insan ve hayvan sağlığını ciddi derecede tehdit ettiğini belirtti.
Günümüzde artan moleküler teknikler sayesinde kene kaynaklı patojenlere sebep olan yeni türlerin ortaya çıktığını ifade eden Orkun, özellikle Anadolu’da orman içi bölge olan Bolu’dan baÅŸlayıp Ankara’daki çok çeÅŸitli geçiÅŸ zonlarını içine alan ve yarı kurak step coÄŸrafya olan KırÅŸehir’de son bulan bir alanda kene kaynaklı patojenlerin doÄŸal dinamiklerini anlamaya yönelik saha ve laboratuvar çalışmaları yürüttüklerini anlattı.
Orkun, 2 bine yakın kenede yüzlerce patojen (hastalık oluÅŸturan mikrop) taradıklarını ve 32 farklı kene kaynaklı patojenin varlığını belirlediklerini dile getirerek, şöyle devam etti: Bu ciddi derecede önemli bir rakam ve bunların hiçbiri Kırım Kongo Kanamalı AteÅŸi (KKKA) virüsü deÄŸil. Tespit edilen patojenlerden 10’unun insanı enfekte edebildiÄŸi ortaya çıktı.
Bunlardan bir tanesi de ÅŸu an patojen olarak Avrupa’da yeni ortaya çıkan ve Avrupa’nın en önemli vektörü olan Ixodes Ricinus kene türünün naklettiÄŸi ‘Neoehrlichia Mikurensis’ adı altındaki bir bakteri. Bunun Türkiye’de daha önce varlığı bilinmiyordu, yeni tespit ettik.
Bu tür, Avrupa’da insanlarda patojenik olan zoonotik hastalıkların en önemli vektörü olarak kabul edilir ve Avrupa’nın üzerinde en çok çalıştığı kene türüdür. Bizim ülkemizde özellikle Anadolu’nun kuzeyi, Trakya ve Ä°stanbul’da baskın bir tür.”
Orkun, yaptıkları araÅŸtırmanın uluslararası bilimsel bir dergide yayımlandığını söyledi. Söz konusu bakterinin, insanlarda kan damarlarının iltihaplanması ve tromboembolik patojenite ile seyreden birtakım bozukluklara yol açabildiÄŸine iÅŸaret eden Orkun, “Eskiden özellikle immün sistemi zayıf veya baskılanmış, dalağı alınmış, lösemi, lenfoma ve MS gibi hastalığı olan insanlarda patojenik olduÄŸu sanılıyordu. Ancak son yıllarda Avrupa’daki vakalara baktığımızda, immün sistemi gayet yerinde, saÄŸlıklı insanlarda da patojeniteye sebep olabildiÄŸi hatta özellikle birtakım ilaçlarla immün sistemi baskılanmış hastalarda ise ölüme varabilecek sonuçlara neden olduÄŸu bildiriliyor.” diye konuÅŸtu.
Bu türün sebep olduğu hastalığın çok akut enfeksiyona sebep olmadığı için bugüne kadar bilinemediğine dikkati çeken Orkun, şöyle konuştu:
“Ãœlkemizde bu patojen maalesef birçok rutin tanı sistemlerinde yer almamaktadır. Ä°hmal ediliyor olabilir, hasta tanısı konmadan tedavi edilmiÅŸ olabilir. Ancak gelecekte bu patojenin ayırıcı tanıya gerek ulusal referans laboratuvarlarında gerekse hastanelerde eklenmesi gerekiyor. Çünkü erken tanı hayat kurtarır ve tanımadığınız bir mikroorganizmayla savaÅŸmanız çok zordur. O yüzden kene kaynaklı patojenler, üzerinde çok durulması gereken patojenlerdir.”
Bakteriyi taşıyan Ixodes Ricinus kene türünün yüksek neme ihtiyaç duyduÄŸuna iÅŸaret eden Orkun, “Bu türü sadece kırsal kesimlerde deÄŸil özellikle içerisinde orman ihtiva eden il içi yapılarda yani kentsel bölgelerde de görüyoruz.” dedi.
Bu kene türünün Ä°stanbul’daki Belgrad Ormanı’nda, Trakya ve Anadolu’nun kuzeyinde göründüğünü anlatan Orkun, bu türün insanları sıklıkla enfekte ettiÄŸini dile getirdi. Orkun, bu kene türünden korunmak için öncelikle tür bazında sistematik olarak epidemiyolojik araÅŸtırma yapılması gerektiÄŸini vurguladı.
Tespit edilen noktalar üzerinden baÅŸlayarak benzer coÄŸrafi noktalarda erken uyarı sistemlerinin oluÅŸturulması gerektiÄŸini dile getiren Orkun, şöyle devam etti: “Ä°ki yıl önce gelecekte Türkiye’de ‘Ixodes Ricinus kaynaklı salgın oluÅŸabilir’ endiÅŸesi ile bu türe ve taşıdıkları patojenlere özgü bir projeyi SaÄŸlık Bakanlığına sunduk. Umarım bunun üzerine gidilir çünkü biz bu salgını en acı yaÅŸayan ülkelerden biriyiz. 2002’de hiç bilmediÄŸimiz bir ÅŸekilde dünyanın en büyük KKKA salgınına maruz kaldık ve hala devam ediyoruz. Türkiye açısından gelecekte olacak kene kaynaklı salgınların sebeplerinden bir tanesi hatta olasılık olarak en yükseklerinden biri Ixodes Ricinus. Bu türle ilgili bölgesel verileri almamız gerekiyor. Rezervuar konakları bulmamız lazım.”
Kenelerin yoÄŸun olduÄŸu yerlere iliÅŸkin dağılım ve risk haritalarının çıkarılması ve insanların bilinçlendirilmesi gerektiÄŸine iÅŸaret eden Orkun, “Ä°nsanlar kendisine tutunduÄŸunda bu tür keneyi genelde göremiyor çünkü bu kene, bir pilot kalemin defterde bıraktığı nokta kadar, çok küçük. Ä°nsanlar çoÄŸu zaman fark edemiyor. DiÄŸeri kolaylıkla fark edilebilir ama bu türü fark etmek zor olduÄŸundan, insanların vücutlarını çok detaylı aramaları gerekiyor.” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Orkun, insanlara, kendisine tutunan keneyi bulduÄŸunda bir an önce vücutlarından çıkarması uyarısında bulundu.